– sıfat. Boş, ıssız, tenha ...
Arama Sonucu – "lisan-ı hal"
Hali duman olmak
Kötü bir duruma düşmek, perişan olmak. ...
Hali harap
Birinin, bir şeyin durumunun “kötü, bitkin, perişan.” olduğu nu anlatmak için söylenir. ...
hali kalmak geri durmak.
Hali kalmamak (bir şeye)
çok yorulmak, gücünü yitirmek; başka şey yapacak gücü kalmamak. ...
Hali vakti yerinde
Oldukça varlıklı, geçim sıkıntısı çekmeyen (kimse). ...
halib
süt. ...
halic
körfez. ...
halid
sonsuz, ebedi. ...
HALiDDiN
(Ar.) Er. – Dinin sonsuzluğu ölümsüzlüğü. ...
HALiDE
(Ar.) Ka. – (bkz. Halid). ...
halife
– Hz. Muhammed’in vekili olarak Müslümanların imamlığını ve din koruyuculuğunu yapmakla görevli kimse.
– Hükümdar.
– Osmanlı padişahlarının kullandıkları unvanlardan biri.
R ...
halifelik
– Halife olma durumu.
– Halifenin görevi, hilafet.
– Halife niteliği ve makamı
– Halifenin egemenliği altındaki ülkeler.
– İng. Califate ...
halihazır
– Şimdiki durum, bugünkü durum ...
halik
1.Tanrı. 2.yaratan. ...
halikiyet
yaratıcılık. ...
HALiL
(Ar.) Er. – Samimi dost, Allahın dostu. ...
HALiLE
Doğu Hindistan’da yetişen bir bitki ...
HALiLULLAH
Allahın dostu. Hz. ibrahim (a.s.). ...
halim
yumuşak huylu. ...
Halim selim
– sıfat. Yumuşak huylu ve doğru (kimse)
– Sakin, kendi halinde, yumuşak huylu (kimse).
– Yumuşak, uysal ...
HALiME
(Ar.) Ka. – (bkz. Halim). Peygamberimizin (s.a.s) süt annelerinden. ...
halis
– sf. Katışık olmayan, katışıksız, saf, Karışık olmayan
– İçten, samimi. ...
halis muhlis
– sf. Katışıksız, eksiksiz ...
halis, arı
– temiz, tertemiz, saf, iyi, katışıksız, safdil ...