– bk. halk ozanı.
– Tutkun, vurgun, sevdalı.
– Türk gölge oyununda ciddi tiplerden biri; saz çalarak şiir okur.
– Halk ozanlarının ezgicilerine ve öykücülerine verilen ad.
– anat. Aşık kemiği.
– mim. Aşırma.
– Yağ çıkarmak için kullanılan ağaç.
– Kadınların bir süs eşyası.
– Allah adamı, safderun, bön.
– Çingene
– Sinema Alıcı ile göstericilerde filmin aralı devinimini sağlayan tırnaklara gerekli devinim biçimini veren, çapraşık bir devinimi sağlayabilecek biçimde yapılmış, özeğinden geçmeyen bir eksene bağlı madenden parça.
– Saz çalarak şiir okuyan halk ozanı tipi.
– Çatıyı oluşturan ağaçlardan her biri.
– Akıntı, cereyan.
– Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse “Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman aşıklarda kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar. -A. H. Çelebi.”
– Sevişen bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad.
– Halk ozanı “Dinleyin aşıklar benim sözümü / Felek yaktı kül eyledi özümü -Halk türküsü.”
– tkz. Dalgın, kalender kimse “Aşık yine geç kaldın.”
– ünl. tkz. Ahbap, arkadaş anlamında kullanılan bir seslenme sözü “Aşık! Anlat bakalım, neler yaptın?”
– Osm. ka’b
– İng. cam