– Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam, gözgü, mirat, yansı, yansıtaç
– İnsanın kendisini görmesini sağlıyan cam ya da maden levha
– Işığı yansıtma özelliği taşıyan maddesel yüzey.
– Karagöz oyununda perde.
– Doğramacılık ve yapıcılıkta çerçeve içine geçirilen tahta veya taş levha
– Atların diz kapağı.
– sf. argo İyi bir durumda, yolunda
– mec. Bir olayı, bir durumu yansıtan, göz önünde canlandıran olay, durum, şey
– den. Küreğin yassı uç bölümü.
– den. Gemilerde işaretçi erlerin kullandığı dürbün.
– den. Akıntı ve anaforun birleştiği yerde oluşan su burgacı.
– Tütün balyalarının düz ve parlak olan yüzü.
– Tütün kurutmak için özel olarak yapılmış kurutaç
– Ördek avı için özel olarak hazırlanan temiz gölcük.
– Röntgen, radyoskopi.
– Işıldak.
– Yunan tapınaklarında üçüz yivlerin aralarındaki kare biçimli, çoğu zaman kabartmalarla süslenmiş düz yüzeylere verilen ad. a. bk. üçüz yiv.
– Çeşitli sinema ve televizyon aygıtlarında ve ışık kaynaklarında, üzerine düşen ışığı düzenli biçimde yansıtan yüzey
– Büyükbaş hayvanların but kısmının iç yüzünde, üstte çanak kemiğinden, altta diz eklemine kadar uzanan, 3-4 kg ağırlığındaki kemiksiz et parçası, tranç
– Ceketlerin omuzlara yakın sırt kesimi.
– Kayıkların kıç tarafındaki düz yüzey.
– Ön yön, cephe, antre
– Fr. Miroir
– İng. mirror