– Deste, demet, tutam.
– Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, iliçkiler örgüsü veya bağlantısı, kontekst
– dil b. Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce veya sonra gelen, birçok durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim veya birimler bütünü, kontekst.
– ed. Bent.
– Mısır hevengi
– Bazı yazılarda iki veya daha çok harfi bir arada göstermek üzere kullanılan şekil.
– Taneciklerin, aralarındaki fiziksel ya da kimyasal kuvvetlerle bir arada durması olayı.
– Bir düşüncenin, bir yapıtın, bir öğretinin bölümleri arasındaki çelişmeye yer vermeyen bağlantı.
– Bir cümlede, bir konuşmada veya bir metin içinde yer alan herhangi bir kelimenin anlamının daha iyi belirlenebilmesi ve başka anlamlarından ayırt edilebilmesi için, kendisini çevreleyen ve karşılıklı iliçkide bulunduğu öteki öge veya ögelerle oluşturduğu bütün.
– Bir deyimin anlamını belirlemeye katkısı olan, bu deyimi kapsayan daha geniş deyim.
– Bir deyimin anlamını belirlemeye katkısı olan dildışı etmenler
– Osm. huzme
– bk. demet.
– Bir olay ya da anlatımın anlamını belirten ve içerimlerini saptamaya yarayan olgusal, kavramsal ya da dizgesel çerçeve.
– Osm. bent, kıta
– Birçok kesimlerden oluşan bir koşuğun her kesimi.
– Asma çubuklarından yapılan, demet.
– Bir sözcüğün, tümce içinde birlikte geçtiği ve anlamının belirmesi için incelenmesi gerekebilen tümce kesimleri.
– Bir bilgisayar dizgesindeki görevlerin işletilebilmeleri için İşletim dizgesinin sağladığı ortam.
– İng. context, binding, coherence, consistaney
– Fr. ligature