Para, mal mülk, vb’yi savurganca harcayıp tüketmek. ...
Arama Sonucu – "Belli bir topluluğa özgü işaret"
Elde avuçta bir şey kalmamak
Para, mal, mülk vb. harcanarak bitmek, tükenmek. ...
Elde etmek (bir şey) (birini)
1. Bir şeye sahip olmak, onu edinmek. -2. Bir şey meydana getirmek, üretmek. -3. Bir kimseyi kendi yanına çekmek. -4. Bir kimseyi kendi hizmetine almak. ...
Elden (elinden) düşürmemek (bir şeyi)
O şeyle uzun süre yakın dan ilgilenmek. ...
Elden (elinden) kaçırmak (bir şeyi)
Onu elde etmek fırsatını yitirmek. ...
Elden çıkarmak (bir şeyi)
O şeyi satmak, başkasına devretmek. ...
Elden çıkmak (bir şey)
O şey satılmak, başkasına devredilmek. ...
Elden geçirmek (bir şeyi)
1. Onu incelemek, kontrol etmek. -2. Onu onarmak, düzeltmek. ...
Elden gitmek (bir şey, biri)
Onu yitirmek, ondan mahrum kalmak. ...
Ele almak (bir şeyi)
1. Bir şey üzerinde çalışmaya başlamak. -2. Bir şeyi inceleyip araçtırmak, eleştirmek. ...
Ele geçirmek (birini, bir şeyi)
1. Onu yakalamak. -2. Onu elde etmek, edinmek, ona sahip olmak. ...
Ele vermek (birini)
1. Suçlu bir kişiyi güvenlik kuvvetlerine haber verip yakalatmak. -2. Aynı suçu işlemiş bir kişinin suç arkadaşlarını, kendisi yakalanınca baskı ya da çözülme sonucu güvenlik kuvvetlerine yakalatmak ...
elektrik sığa birimi
– farad ...
Eli (elleri) boş gelmek (gitmek) (bir yere)
O yere armağansız gelmek (gitmek). ...
Eli alışmak (bir şeye)
1. Bir işte ustalık kazanmak. -2. Herhangi bir davranışı alışkanlık haline getirmek. ...
Eli boş dönmek (bir yerden)
istediğini elde edemeden dönmek. ...
Eli değmek (değmemek) ermek (ermemek) (bir şeye)
Söz konusu işi yapacak vakit ve fırsatı bulmak (bulamamak). ...
Eli ermek (ermemek) (bir şeye, bir şeyi yapmaya)
Onu yapmaya vakti olmak (olmamak). ...
Eli gitmek (bir şeye)
Onu tutmak, yakalamak istemek. ...
Eli olmak (bir şeyde)
1. Bir işe herhangi bir biçimde katkıda bulunmak. -2. Bir işle gizli bir iliçkisi olmak. ...
Eli varmamak (gitmemek) (bir şeye)
– bir işi yapmaya gönlü razı olmamak ...
Eli yatkın (bir işe)
O işe alışkın, becerikli (kimse). ...
Eli yatmak (bir işe)
Bir işi yapabilecek el becerisi edinmiş olmak. ...
Elinde olmak (bir şey)
– bakımı, gözetimi altında olmak
– egemenliği altında, yetkisinde olmak. ...
Elinden almak (bir şeyi, birisi)
Birini sahip olduğu bir şeyden, bir kimseden yoksun kılmak. ...