– Denizli iline bağlı ilçelerden biri ...
Arama Sonucu – "Duş ı ıztırat"
acırak
– sıfat. Az acı, acımtırak.
– Aletlerde ve makinelerde bir delik veya yuvaya tıpatıp girmesi gereken parça ve milin biraz ince olduğundan uygun olmaması hali ...
açış
– Açma işi. ...
açısal
– sıfat. Açı ile ilgili, zaviyevi ...
açısal bölge
– mat. Açı ile iç bölgesinin birleşiminden oluşan düzlem parçası ...
açısal çap
– gök b. Ay, Güneş vb. gök cisminin çapını gözlemciden gören açı.
– Ay ve güneş gibi gökcisimlerinin gerçek çap uçlarını gözlemciye birleştiren iki doğru arasındaki açı
– İng. angula ...
açısal hız
– fiz. Hareket eden bir cismi duran bir noktaya birleştiren doğru parçasının birim zamanda taradığı açı.
– Devinen bir taneciğin, seçilen bir özek noktaya göre birim zamanda taradığı açı. ...
açısal ivme
– fiz. ve gök b. Açısal hızın birim zamanda değişen niceliği.
– Açısal hızın raydan/sn2 ile ölçülen değişim hızı.
– İng. angular acceleration ...
açısal sapma
– geometri: Belli bir açı düzeyinde gerçekleşen sapma ...
açısal uzaklık
– gök bilimi. İki cismi gözlemciye birleştiren doğrular arasındaki açı ...
açısal yol
– fizik: Hareket eden cismin birim zamanda gözlemciye göre aldığı yol ...
Acısı çıkmak
– bir şeyin olumsuz, kötü sonucu bir süre sonra ortaya çıkmak
– Bir güçlüğün daha sonra olumsuz, kötü sonuçlarını görmek, yaşamak. ...
Acısı içine (yüreğine) çökmek (işlemek)
üzüntü yaratan bir olay belleğinde, gönlünde derin iz bırakmak. ...
acısına dayanamamak
– bir kimse bir yakınının ölümünden büyük üzüntü duymak ...
Acısını almak
– acılığını gidermek
– sızıyı dindirmek ...
acısını bağrına basmak
– bir üzüntüye, sıkıntıya yakınmadan katlanma ...
Acısını çekmek (bir şeyin)
– yapılan yanlış bir işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntü içinde bulunmak ...
Acısını çıkarmak (bir şeyin) (bir kimseden)
– Zamanında gereği gibi yapılamayan birşeyi fırsatı düşünce fazlasıyla yapmak; telafi etmek, gidermek.
– Yapılan bir kötülüğe kötülükle karşılık verip öç almak; intikam almak.
– acıl ...
acısını görmek
– bir yakınının ölümünü görmek. ...
acısıyla tatlısıyla
– zarf. Hayatta karşılaşılabilen iyi kötü bütün yönleriyle ...
acısu
– Maden suyu
– İçmeye elverişli olmıyan tuzlu, kireçli, kükürtlü su.
– Deniz kenarından kaynıyarak çıkan tuzlu su.
– Çıban, sivilce ve yanığın içindeki sarı su, iltihap.
– ...
açıt
– mim. Bir duvarda kapı, pencere, kemerleme vb. bölümler için bırakılmış açıklık.
– yapıcılık: Kapı, pencere olarak kullanılmak üzere duvara bırakılan boşluk
– İng. opening, bay ...
acıtılmak
– (nsz) Acıtma işine konu olmak ...
acıtmak
– (-i) Acılık vermek
– Ağrı, sızı duyulmasına sebep olmak
– Kızdırmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek.
– İçlendirmek, kederlendirmek, üzmek.
– bk. acıhlandırmah.
– A ...
açkı
– Bir cismin yüzeyi üzerinde sert bir madde veya bir araç sürterek onu düzleştirip parlatma, perdah.
– Demircilikte delik büyütmekte kullanılan araç.
– Anahtar.
– Her türlü açm ...