– bolluk içinde yaşamak ...
Arama Sonucu – "a mak"
Beyin yıkamak
çeşitli yöntemler uygulayarak birisini belirli bir düşünceyi benimsemeye zorlamak. ...
Beyin yormak
Bir konu üzerinde çok düşünmek; kafa yormak. ...
Beyni atmak
çok kızmak; tepesi atmak. ...
Beyni bulanmak (uyuşmak)
Sersemlemek, sağlıklı düşünemez duru ma gelmek. ...
beyni kaynamak
– aşırı sıcaktan sersemlemek, bunalmak ...
Beyni sulanmak
– düzgün düşünemez olmak, bunamak ...
Bildiğinden şaşmamak
Hiçbir şeyden etkilenmeyip, doğru saydığı davranışını sürdürmek. (Kars. Gürültüye pabuç bırakmamak.) ...
Bildiğini okumak (yapmak)
Başkalarının sözüne kulak asmadan is tediği gibi davranmak. ...
Bilincine varmak (bir şeyin)
O şeyi iyice anlamak, kavramak; ger şekliğini görmek. ...
Bin pişman olmak
Yaptığı şeyden çok pişman olmak. ...
Bin tarakta bezi olmak
çok şeyle uğraşmak. ...
bini aşmak (bir şey)
– çok fazla olmak, sınırı aşmak ...
Bir aşağı bir yukarı (dolaşmak, yürümek)
Amaçsızca, bir yerde ora dan oraya (dolaşmak, yürümek vb.) ...
Bir atımlık (atım) barutu olmak (kalmak)
Bir konuda yapabileceği pekaz şey kalmak; gücü, olanakları tükenmeye başlamak. ...
Bir ayağı şukurda (olmak)
çok yaşlanmış (olmak); ölüme epeyce yakın (olmak). ...
Bir baltaya sap olmak
– Belirli bir iş tutmak, bir meslek sahibi olmak.
– Belirli bir sanat ya da iş sahibi olmak ...
Bir bardak suda fırtına koparmak
önemsiz denecek kadar küçük bir sorunu büyütüp, kavga konusu yapmak. ...
Bir bildiği olmak
Kendine göre bir düşüncesi olmak. ...
Bir bok olamamak
Her hangi bir iş tutamamak meslek edineme-mek ...
Bir bok yapamamak
Olumlu ya da olumsuz hiçbir şey yapamamak. ...
Bir dediği bir dediğini tutmamak
– Söyledikleri birbirine uymamak, tutarsız konuşmak. ...
Bir dediği iki olmamak (edilmemek)
Her isteği yerine getirilmek ...
Bir deri bir kemik (kalmak)
Vücutşa çok zayıf (düşmek), zayıflamış (olmak). ...
Bir don bir gömlek (kalmak, bırakmak)
Yarı çıplak, yoksul bir durumda (kalmak, bırakmak). ...