– tkz. Genellikle hoş karşılanmayan bir durumun aşırılığını anlatan bir söz
– Hoş olmayan bir durum ya da hoş karşılanmayan bir davranışın son kertesi.
(dik alası) ...
Arama Sonucu – "havada bulunan bir çeşit gaz"
Dik dik bakmak (birine, yüzüne)
O kimseye sert, kızgın, öfkeli bir ifa deyle bakmak. ...
dik yamaçlara tırmanabilen bir hayvan
– dağ keçisi ...
Dikine gitmek (birinin)
O kimsenin sözünü dinlemeyip kendi bildiği ni yapmak. ...
Dikiz etmek (birini, bir yeri, şeyi)
Onu gözetlemek, ona gizlice bak mak. ...
Dikkate almak (bir şeyi)
– göz önünde bulundurmak, hesaba katmak, gereğini düşünmek ...
Dikte etmek (bir şeyi, birine)
isteklerini ona zorla kabul ettirmek ...
Dil (diller) dökmek (birine)
– Kandırmak, inandırmak ya da yaranmak için onun hoşuna gidecek sözler söylemek, yalvarmak yakarmak. ...
dil birliği
– Lehçe ve ağız farklarını gidererek aynı dili kullanan toplumlar arasında ortak bir yazı dilinde ve alfabede birleşilmiş olma durumu. ...
Dil çıkarmak (birine)
Onunla alay etmek, eğlenmek. ...
Dil uzatmak (bir şeye, birine)
Saygı duyulan bir kimse ya da kutsal bir yer, şey hakkında yakışık almayacak, aşağılayıcı sözler söytemek. ...
Dile getirmek (bir şeyi, birini)
1. Onu aşıklamak, anlatmak. -2. Onu konuşturmak. ...
Dili bir karış
Büyüklerine karşı konuşurken saygısızlık eden kimse işin söylenir. ...
dili bir karış dışarı çıkmak (veya sarkmak)
– koşmaktan, yürümekten dolayı çok yorulmak ...
Dili varmamak (bir şeye, söylemeye)
Kötü bir şey söylemeye niyet lenmişken söylememek, kendini tutmak; ağzı dili varmamak. ...
Dilinden anlamak (birinin, bir şeyin)
– Onun ne demek istediğini kavramak.
– Söz konusu şeyin özelliğini, o şey üzerinde ne yapılması gerektiğini bilmek ...
Dilinden düşürmemek (bir şeyi, birini)
Hep aynı kişiyi ya da şeyi anlatmak, hep ondan söz etmek. ...
Diline dolamak (bir şeyi, birini)
1. Aynı şeyi sık sık her yerde söyle mek. -2. Bir kimseyi her yerde kötüleyip durmak. ...
Dilinin altında bir şey olmak
Söz ve davranışlarından bir şeyler sak ladığı belli olmak. ...
Dilinin ucuna gelmek (bir şey)
O şeyi, söyleyecek durumdayken herhangi bir düşünceyle söylemekten vazgeçmek. ...
din birliği
– din Aynı din etrafında oluşturulan inanç gücü. ...
direnç birimi
– ohm ...
Dirsek çevirmek (birine)
– Daha önce iş birliği yaptığı kişiyi uzaklaştıracak davranışlarda bulunmak
– Daha önce işbirliği yaptığı kişiye, çıkar iliçkisi son bulunca olumsuz tavır takınmak. (Kars. Yüz çevirmek.) ...
Diş bilemek (birine)
Kızdığı birine kötülük yapmak için fırsat kolla mak. ...
Diş geçirememek (birine)
O kimseye istediğini yaptırmaya gücü yetmemek. ...