– Abanıvermek işi ...
Arama Sonucu – "itibar önem verme"
abdestini vermek
– argo. azarlamak. ...
abliyi kaçırmak (bırakmak, koyuvermek)
– soğukkanlılığını yitirip davranışlarını denetleyememek;
– şaşırıp ne yapacağını bilememek ...
acı vermek
– birinin üzülmesine sebep olmak, incitmek ...
Açık bono (çek, kart) vermek (birine)
– Bir kimseye bir konuda sınırsız yetki vermek, tanımak ...
açık bono vermek
– sınırsız yetki tanımak ...
Açık vermek
– geliri, giderini karşılamamak
– gizlenmek istenen bir olayı, bir düşünceyi veya durumu elde olmayarak ortaya koymak, açıklamak
– Hesabı tutturamamak, gelir ile gider arasında denge ...
açılıverme
– Açılıvermek işi ...
ad vermek
– adlandırmak ...
adını vermek
– birinin adını söylemek ...
adres bırakmak (göstermek, vermek)
– arandığında bulunabileceği, oturduğu yeri bildirmek ...
Ağırlık vermek (olmak) (birine) (bir şeye)
1. Bir kimseye sıkıntı vermek. (Kars. Yük olmak) -2. Bir şeye önem vermek, öncelik tanımak. ...
ağız ağıza vermek (konuşmak)
– iki kişi birbirine pek yakın durarak başkaları işitmeyecek bir biçimde konuşmak ...
ağız dil vermemek
– konuşmamak, susmak ...
Ağzının payını vermek (birine)
Bir kimseyi bir söz ya da davranışın dan ötürü paylamak (Kars. Haddini bildirmek). ...
Akıl öğretmek (vermek) (bir kimseye)
– Birine nasıl davranacağını göstermek, yol göstermek, akıl vermek ...
Akıl vermek (birine)
– Akıl öğretmek. ...
Akıllara durgunluk vermek
Bir şey inanılması guş, şaşırtıcı bir nitelik te olmak. ...
Allah düşmanına vermesin
‘O kadar büyük felaket ki.” anlamında. ...
Aman vermemek (birine, bir şeye)
1. Onu rahat bırakmamak, -2. Ona acımamak, merhamet etmemek. ...
Anlam vermek
Yorumlamak, değerlendirmek; mana vermek. ...
anlatma ders verme
– takrir ...
Ant vermek (birine)
“Allah aşkına”, “çocuklarının başı için” gibi söz lerle birisini bir şey yapmaya ya da yapmamaya mecbur etmek; ye min vermek. ...
ara vermeden sürekli
– habire, haabire
– kesiksiz
– her zaman
– aralıksız
– durmadan
– arasız
– arkası kesilmeden
– müstemirren
– vira ...
Ara vermek (bir şeye)
Dinlenmek için o şeyi (işi) bir süre bırakmak; duraklamak, kesmek. ...