Hiç kimse o kişinin işine karışmamak. ...
Arama Sonucu – "kaygısız ve sakin olma"
Göz kulak olmak (bir şeye, birine)
– görme, işitme yoluyla bilgi edinmeye çalışmak
– gözetmek, korumak, bakmak ...
Gözden kaybolmak
– Ortadan çekilmek veya görünmez olmak, kaybolmak
– Görülmez olmak, yok olmak.
...
Gözleri dolmak (dolu dolu olmak)
Sevinşten ya da üzüntüden ağla yacak kadar duygulanmak. ...
Gözü olmak (bir şeyde, birinde)
Onu elde etmeyi çok istemek. ...
Gözü üstünde olmak
1. Herkesin kıskandığı şey olmak. -2. Herkesin dikkatini çekmek. ...
Gözü üzerinde olmak
1. Bir kfmsenin istenmeyen davranışlar yap masına olanak vermemek için sürekli olarak gözetlemek. -2. Başına bir şey gelmesin diye sürekli izlemek. ...
Gözü yüksekte (yükseklerde) olmak
Zenginliğe, yüksek mevki ye ulaşmayı amaçlamak. ...
Günleri sayılı olmak
1. Bir yerde ancak birkaş gün daha kalabilmek. -2. ölümü yakın olmak. ...
Haberi olmak (bir şeyden)
Onun hakkında bilgisi olmak. ...
hablülmesakin
. sarmaşık. ...
hadim olmak
hizmet etmek. ...
haiz olmak
bulundurmak, sahip olmak. ...
hak ile yeksan olmak
yerle bir olmak. ...
Hakkı olmak
1. Bir şeyde alacağı bulunmak; ona emeği geçmiş olmak. -2. Sözünde, savında haklı olmak. ...
halas olmak
kurtulmak. ...
haleldar olmak
bozulmak, halel gelmek. ...
Hali duman olmak
Kötü bir duruma düşmek, perişan olmak. ...
Halvet olmak (birileriyle, biriyle) (bir yer)
– birisi veya birileriyle yalnız görüşmek amacıyla içeriye başkasını veya başkalarını almamak ...
hamil olmak
taşımak. ...
harab olmak
yıkılmak, bozulmak, kırılmak ...
Harcı olmak (bir şey, birinin)
1. Birinin yapabileceği bir iş olmak. -2. Ancak o kimseye özgü bir iş olmak. ...
Haremlik selamlık olmak
Bir yerele kadınlar ve erkekler ayrı gruplar halinde oturmak. ...
hasıl olmak
ortaya çıkmak, var olmak. ...
Haşır neşir olmak (biriyle) (bir şeyle)
1. Onunla, onlarla kaynaşmak, sıkı fıkı olmak. -2. Onunla uğraşmak. ...