şanı yüce. ...
Arama Sonucu – "s"
Alişan
(a.f.i.) Er. – şan ve şerefi yüce ve yüksek olan çok değerli. ...
ALişAR
Yozgat ilinde ünlü bir höyük ...
ALiSiKLiK
üç ya da daha çok karbon atomunun halka oluşturacak biçimde birbirine bağlandığı organik bileşikler sınıfı ...
ALiSiN
Sarımsağın antibiyotik etkisini gösteren maddelerinden biri ...
Alisuavi
1878 II.Abdülhamiti tahtan indirmek için 500 kişiyle çırağan Sarayına saldıran ve bu sürede öldürülen gazeteci ...
aliterasyon
– ed. Şiir ve nesirde uyum sağlamak için söz başlarında ve ortalarında aynı ünsüzün veya aynı hecelerin tekrarlanması. ...
Alıcı gözüyle bakmak (bir şeye, birine)
– inceden inceye gözden geçirmek
– ona çok dikkatli bakmak, onu dikkatlice gözden geçirmek. ...
alım satım
– ticaret. Alışveriş ...
alın yazısı
– yazgı, fatalite, kader, kader inancı, yargı ...
Alın yazısı yazgı
– kader, ezeli takdir, yazı, hayat, mukadderat, takdiriilahi ...
alınabilecek en yüksek skor
– tam puan ...
alınsalık
Atın bir koşum parçası ...
Alıp verememek (biriyle, bir şeyle)
Onunla arasında bir sorun olmak, anlaşamamak, geçinememek. ...
alışılmak
– (-e) Bir şeye alışmış duruma gelinmek ...
alışılmış
– sıfat. Her zamanki, mutat ...
alışılmış olan
– menus ...
alışkanlık (ALIŞKANLIK)
– Bir şeye alışmış olma durumu, alışkınlık, alışmışlık, alışkı, itiyat, huy, ünsiyet
– Yakınlık, arkadaşlık, ünsiyet.
– İç ve dış etkilerle hep aynı biçimde gerçekleşmesi sonucu beli ...
alışkanlık huy
– itiyat ...
alışkın
– sıfat. Bir şeye veya bir şey yapmaya alışmış olan, alışkan, alışmış. ...
alıştırma
– Alıştırmak işi
– Bir beceriyi, bilgiyi kazanmak için yapılan tekrar, temrin, talim, egzersiz
– Bir araç motorundan tam verim elde edilebilmesi için ilk dönemlerinde yüksek devirde ...
alışveriş
– ticaret. Satın alma ve satma işi, alım satım, iş, muamele, ahzüita, aksata, pazar
– İlişki, münasebet ...
alışveriş fiyatı
– piyasa ...
alışverişte durgunluk
– kesat
– yokluk, kıtlık ...
ALJiSiD-ANALJEZiK
Ağrı kesici madde ...