– gök b. Bir gezegenin çekiminde bulunarak onun çevresinde dolanan daha küçük gezegen, peyk
– Türlü amaçlarla yerden fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek yer çevresinde dolanan araç.
– sf. mec. İşlerini ve davranışlarını daha güçlü birinin isteğine uyduran (devlet, kurum, kimse).
– Yörüngesel devinimini bağlı olduğu gezegen çevresinde yapan ve onunla birilikte dizgenin asıl özeği olan yıldız çevresinde de dolanan gökcismi.
– Evrensel çekim kuvveti etkisiyle, Kepler yasaları uyarınca bir gezegen çevresindeki kapalı yörüngeler üzerinde dolanan gökcisimleri.
– Bir gezegenin, ya da genel olarak bir gökcisminin çevresinde dolanan başka bir cisim.
– Osm. peyk
– TV. İnsanlarca yapılarak bir gökcismi çevresinde yörüngeye yerleştirilen ve dolanması sağlanan uzay aracı, yapma uydu.
– Yapma uydunun iletişimde, ırakiletişimde kullanılan çeşidi, iletişim uydusu.
– İletişim uydusunun televizyon yayınlarında da kullanılabilen çeşidi, televizyon uydusu.
– Görünüşte bağımsız, gerçekte başka bir devlete bağımlı olan (devlet).
– gökbilim: Bir gezegen ya da gökcisminin çekiminde bulunarak onun çevresinde dolanan daha küçük gezegen, gökcismi.
– fizik: Bir öğecik çekirdeğinin çevresinde dönen eksiciklerden her biri.
– Belli başlı kromozomlarda görülen, ana kromozom’a, sap biçiminde ince uzantıyla tutunmuş küçük kromozom parçası.
– Büyük bir lezyonun kenarında oluşan küçük veya ikincil olarak biçimlenmiş olan lezyon.
– Atardamara çok yakın olarak seyreden toplardamar.
– Satellatizm gösteren.
– İng. moon, satellite, artificial satellite, communication satellite, telecommunication satellite, television satellite