– Çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği, mahsul, randıman
– Ortaya çıkan, istenilen, beklenilen sonuç, semere
– İyi dilek.
– Uluslararası birimle “hektar başına kental” olarak tarladan elde edilen ürün.
– Bir öğretim etkinliği sonunda öğrencilerin başarı durumlarına göre elde edilen sonuç.
– Birim ham özdek başına elde edilen ürünün % olarak gösterilmesi.
– Elde edilen ürün miktarının teorik olarak elde edilebilecek en yüksek ürün miktarına oranı.
– Giderlerin tümü çıkarıldıktan sonra sağlanan para.
– Tecim belgiti indiriminden sonraki katkısız kalıntı.
– Bir işlemden elde olunan sonuç.
– Birim zamanda birim alandan elde edilebilecek ürün miktarı.
– işleyim: a. Çalıştırılan, işletilen ya da bakılan her şeyin verdiği sonuç, bu sonucun niceliği, b. Bir makine ya da insanın ürettiği iş.
– genel uygulayım: Elde edilen işle, bu işi bitirmek için tüketilen erke arasındaki oran.
– Bir hayvandan belirli bir süre içerinde elde edilen et, süt ve yumurta ve yün gibi hayvansal ürün miktarının belirlenmesinde kullanılan bir terim.
– Veriş.
– Vergi.
– Osm. mahsul
– İng. yield per hectare, product, efficiency, yield, productivity, proceeds, output, production