– Ara
– Uygun, elverişli durum, fırsat
– Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor.
– Yılın on ikinci ayı, ilk kanun, kanunuevvel.
– Ayakyolu.
– Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas.
– sf. Yarı açık, tam kapanmamış.
– ekon. Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre.
– fiz. Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık.
– müz. İki nota arasındaki perde uzaklığı.
– müz. Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk
– sp. Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık.
– Nezle, grip.
– İki ev ve duvar arasındaki boşluk.
– Çıkmaz, dar sokak.
– İki ev arasında yapılan duvar, bölme.
– İki tarla arası, ekin arası.
– Ortalık, orta yer
– Ramazan ve Kurban bayramları arasında kalan ay, zilkade.
– Salı günü.
– Hayvanın ön ayağından, arka ayağına takılan köstek.
– Evin girişi, antre
– Eşya depo edilen, evlerin arka bölümünde bir yer.
– İki ev ya da tarla arasındaki yer.
– Orta yer, ortalık.
– Pazar günü.
– İki dinsel bayram arasındaki ay.
– Soğuk nedeniyle ortaya çıkan hastalıkların tümü.
– Toplu cimnastiklerde, biri birinin ardı sıra durarak dizilenleri ayıran derinliğine açıklık.
– İki üşek arasında bir kıvılcım ya da yay atlamasının oluşabileceği uzaklık.
– Bir mıknatıssal çevrimin iki parçasını ayıran hava aralığı.
– Belirli iki değer arasındaki bölge.
– İki nota arasındaki perde uzaklığı.
– Gerçek eksen üzerindeki dışbükey küme.
– Bir işlemin belli bir amaca göre yapılabileceği, işlem değişkenlerinin iki sınır arası.
– Osm. fasıla
– Bir ölçme aracının simgelediği ölçüm sürekliliği üzerindeki ardıl birimler arasındaki uzaklık.
– Düzyazıda bölümlerin, koşukta dizelerin son sözcükleri, bk. denkleşme.
– Yer, mahal.
– esna, sıra.
– Mühlet, vade.
– Ara, beyn.
– İng. gap, interval, distance
– Fr. interstice, Entre-deux, intermission, intermittence