– hlk. Küçük su birikintisi, gölcük.
– (nsz) Taşkınlıkta ileri gitmek
– Deniz, ırmak vb. kabarmak, taşmak
– Yara, hastalık etkili, tehlikeli duruma gelmek
– Cinsel duyguları artmak.
– Çamaşır artık ağartılamaz duruma gelmek.
– Hayvanlar iki ayrı ırktan doğmak
– Bitkiler, aşırı büyümek.
– Akarsu kenarlarında yağmurdan sonra tarlalarda, yollarda görülen küçük su birikintisi, gölcük, su toplanan çukurcuk.
– Bataklık, sazlık, büyük su birikintisi.
– Akarsuyun denize döküldüğü yer.
– Kaynak, menba, göze.
– Toprak tavını kaybetmek.
– Ekşimek, tadı bozulmak
– Oyun, eğlence amacıyla boğuşmak.
– Yolunu kaybetmek, şaşırmak, kaybolmak.
– Yoldan çıkmak, sapmak.
– Aşırı derecede artmak
– Ark, su cedveli, bir sudan ayrılan kol.
– Yapışkan çamurlu bataklık.
– Bozulmak, fasit olmak, tegayyür etmek.
– Dalalete düşmek.
– Azgınlaşmak.
– İng. marsh