– Ekili tarlada ürün çıkmamış, boş yerler
– Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha, dışarı, ortalık
– Orman içinde düz ve ağaçsız yer, kayran, düzlük yer, düzlük saha
– Yüz ölçümü.
– mec. Bir çalışma çevresi
– fiz. İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası
– sin. ve TV Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü.
– sp. Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha.
– Açıklık, düzlük yer
– Etrafı tepelerle çevrili çukur yer, koyak.
– İki tarla arasındaki sınır.
– Kır, ova
– Çayır, çimenlik.
– Ufuk.
– Ekilen tarlalarda tohumun bitmediği yerler
– Yıkılmış veya yarım bırakılmış ev.
– Değirmende tahılın ilk döküldüğü yer.
– Bir tutanakta, özel bir veri türüne ayrılmış belirli bir bölge. En küçük mantıksal veri saklama birimi.
– bk. etki alanı
– Bir özdeğin, bir mıknatısın ya da bir elektrik yükü’nün çevresinde uyarılan kendini kuvvet etkisi ile belli eden yönleçsel, doğabilimsel nicelik.
– seyircilerin ortasında oyun yeri olan çevreli tiyatro’nun büyüğü.
– Bir sirkte gösterilerin yapıldığı alan.
– Osm. meydan
– Güreş karşılaşmalarının yapıldığı yer.
– Yağlı güreşin ve karakucağın yapıldığı yüzeyi çimle kaplı toprak yer.
– saha.
– Anıtların, tarih yapıtlarının, önemli yapıtasarcılık yapıtlarının çevresinde ya da yakınında, genellikle taşıt dolaşımına açık tutulmayan, herkesin oturup dinlenmesine elverişli duruma getirilmiş, dileyenlerin, gereğinde siyasal toplantılar da yapabilecekleri genişçe düzlük.
– Bir ilingesel uzayda açık ve bağlantılı olan altküme.
– bk. yüzölçü.
– Birtakım güçlerin etkin oldukları yer.
– TV. Çerçevenin en üst satırından en alt satırına kadar yatay taramanın tümü.
– Sinema/TV. Bir alıcı merceğinin seçik bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve enin tümü.
– Roma imparatorluğu döneminde açık havada yapılan gösteriler için yapılmış geniş, çoğu kez değirmi biçimde oyun yeri.
– Eski Roma’da açık hava gösterisi yapılan geniş yer.
– Eski Roma açıkhava gösterisine özgü geniş yer (elips biçimi).
– Seyirciler ortasında bir oyun yeri.
– Alantopu oyununun oynandığı, boyu 23,77 m. eni tek oyunu için 8,23 m., çift oyunu için 10,97 m. olan dikdörtgen biçimindeki yer.
– Bir araştırma konusu ya da sorununun taşıyıcısı olan ve belli ayrıtları bulunan gözlem birimlerinden oluşmuş araştırma evreni ya da bu evrenin içinde gözlendiği gerçek yaşam bağlamı.
– Ülke alan, fetheden, fatih.
– İng. area, field, ring, arena, domain, field (of sharpness), focal field, limits of definition, court, square