– Dağ, ağaç vb. yüksek şeylerin tepesi, en yüksek yeri, zirve, şahika
– mec. En üstün başarı düzeyi
– mec. Heyecan, sevinç, coşku vb. duygularda ulaşılan en üst nokta.
– Tepe, en yüksek yer, uç.
– Bir dağın en yüksek yeri.
– Tomruk
– Büyüyememiş ağaç
– Çam, ardıç, katran, köknar fidanı
– Ağaçların en kalın dalları
– Tütün bitkisinin en üst yaprakları.
– Kibirli
– Kabadayı
– Bir işe başlayıp başaramayan.
– Mide
– Yemek tası olarak kullanılan ayaklı bakır tasın eskiyen ayaklarına yapılan yama.
– Ladin ağacı.
– Sesin, keskinliği, yeğinliği, duyulurluğu en yüksek olan kısmı; bir hecenin vurgusu, tonu, ötümlülüğü TEK DORUKLU ( à sommet unique) veya ÇİFTE DORUKLU (à double sommet) olabilir.
– İşlev değerinin en büyük, değişkene göre türevin sıfır olduğu
– Bir işlevin belirli bir noktada, yakınlarına göre en büyük değerini aldığı nokta; işlevin dorukta türevi sıfır olur.
– İktisadi çevrimdeki genişlemenin en üst noktaya ulaşması, diğer bir ifadeyle genişlemeden tekrar daralmaya geçişi gösteren dönüş noktası. krş. dip
– Osm. zirve
– Bir oyunun geriliminde en üst, keskin nokta.
– Bir kemer yapısının en yüksek kesimi.
– Fr. sommet
– İng. maximum, peak, climax, structural high, culmination