– Madeni para, bozuk para
– sf. Bozulmuş olan
– sf. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ)
– sf. mec. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık
– sf. mec. Kızgın, sıkıntılı
...
Kategori: Bilgisayar/bilişim
bulanık
– sf. Bulanmış olan, duru olmayan
– Bulutlu, kapalı (hava).
– Açık seçik görünmeyen, net olmayan
– Donuk, anlamsız, fersiz (bakış)
– mec. Niteliği tam anlaçılmayan
– ...
bütünleşik bilişim dizgesi
– Özellikle yönetim bilişim dizgesi (YBD) kavramı ile ilgili olarak, bir örgütün yönetimiyle ilgili tüm verileri kapsamı içine alacak biçimde, örneğin personel, stok denetim, üretim, satış, sayı ...
büyüteç
– fiz. Cisimleri büyüterek gösteren alet, pertavsız
– Verdiği büyümüş sanal görüntü ile küçük cisimleri incelemeye yarayan yakın odaklı yakınsak mercek.
– optik: Odak boyutu birkaç s ...
çağrı
– Birinin bir yere gelmesini isteme, davet “Bu gizli çağrı neden icap ediyordu? -Y. K. Karaosmanoğlu.”
– Çağrı cihazı.
– Davet.
– Çağırma, davetiye.
– Yar ...
canlandırma
– Canlandırmak işi
– ed. Kişileştirme.
– Otel, tatil köyü vb. turistik yerlerde konukları eğlendirmek için çeşitli oyunlar, gösteriler yapma, animasyon
– sin. ve TV: Tek tek re ...
çekirdek
– Etli meyvelerin içinde bir veya birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum
– Yenmek için satılan ayçiçeği tohumu.
– Ağaçlarda soyulmayan bölüm.
– biy. Bir hücrenin ...
çekmek
– Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek
– Taşıtı bir yere bırakmak, koymak.
– Germek
– İçine almak, emmek.
– Bir yerden başka bir yere taşımak
– ...
çengel
– Bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri ve ucu sivri demir
– Yemek çatalı
– Çoban köpeklerinin boynuna takılan dişli demir
– Pulluğun uç kısmındaki eğri demir.
– M ...
çentik
– Bir şeyin kenarından kesilerek veya kırılarak açılan küçük kertik, tırtık
– Küçük oyuk
– Basım sırasında basım aletinin diyaframını belirli bir açıklığa getirecek düzeni işletmek i ...