– Ateşli su
– Kırmızı şarap
– Gözyaşı ...
Arama Sonucu – "ateş"
AKHATES
Aineiasın sağdık dostu ...
alabanda ateşi
– saparta ...
ARUSEK-ATEşEK
Ateş böceği ...
ateş
– Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr
– Tutuşmuş olan cisim.
– Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç
– Patlayıcı silahların atılması
– G ...
Ateş açmak (birine, bir şeye)
– ateşli silahla mermi atmaya başlamak ...
Ateş almak
1. Tutuşmak, -2. (Silah işin) Patlamak. -3. Birdenbire öf kelenmek ...
Ateş almaya mı geldin?
– uğradığı yerden hemen gitmeye kalkan kimseye sitem olarak söylenen bir söz
– “Niye acele ediyorsun; ne acelen var?” anla mında. ...
Ateş bacayı (saçağı) sarmak
Bir iş çok tehlikeli, önüne geçilemeyecek bir duruma gelmek. (Kars. iş işten geçmek.)’ ...
Ateş basmak
Bir sıkıntı nedeniyle bunalmak, vücut ateşi artmak. ...
Ateş etmek (birine, bir şeye)
Ona silahla mermi atmak. ...
Ateş kesmek
Karşılıklı olarak ateş etmeyi bırakmak. ...
Ateş olsa cirmi kadar yer yakar
“Onu o kadar önemseme, ondan gelebilecek tehlikeyi göze aldık.” anlamında. ...
Ateş pahası (pahasına)
– çok pahalı, fiyatı çok yüksek. ...
Ateş parçası
– sf. Çok canlı, hareketli, becerikli, çalışkan.
– Çok yaramaz (çocuk).
– Canlı ...
Ateş püskürmek
– çok öfkeli olmak
– öfkelenip ileri geri konuşmak, ağır sözler söylemek. ...
Ateş yağdırmak
Ateşli silahlarla sürekli atış yapmak. ...
ateş-i suzan
– Yakıcı ateş. ...
ateşbar
ateş yağdıran. ...
ateşbaz
fişekçi. ...
ateşdan
1 .mangal. 2.ocak. ...
ateşdem
acı sözlü. ...
Ateşe atmak (kendini, birini)
– çok tehlikeli bir işe girişmek yada birini çok tehlikeli bir işe sokmak. ...
Ateşe tutmak (bir şeyi) (bir yeri, kimseyi)
1. Onu biraz ısıtmak. -2. Ona ateşli silahla saldırmak. ...
Ateşe-vermek (bir yeri)
1. Bir yeri kundaklamak, ateşle yakıp kül et mek. -2. çok telaşlandırmak. ...