– (-e) Birisinin sırtına asılmak.
– Sataşmak, çatmak.
– mec. Musallat olmak, asılmak, takılmak.
– Abanmak, yaslanmak, dayanmak, yüklenmek.
– Asılmak, tutunmak, tırmanmak, takılmak, çıkmak.
– Atılmak, saldırmak.
– Binmek.
– Uzanmak.
– Sarkmak.
– Eğilmek.
– Yüzüstü kapanmak.
– Yıkılmak.
– Sataşmak, çatmak, karşı gelmek.
– Üstünde kalmak, asılmak
– Kaçarken dönüp karşı koymak.
– Peşe düşmek.
– Aleyhinde bulunmak, takip etmek.
– Alay etmek, kızdırmak.
– Şakalaşmak.
– Eziyet etmek.
– Konuşan ya da ağız kavgası yapan iki kişi arasına girmek.