- Alıcı gözüyle bakmak (bir şeye, birine)
- Alın teri dökmek
- Allah bir yastıkta kocatsın
- Allah selamet versin
- Alnını karışlamak
- altı kaval üstü şişhane (şeşhane)
- Anası ağlamak
- anasının gözü
- Arada kalmak
- Araları açılmak (bozulmak)
- Aralarından su sızmamak
- Aralarını açmak
- arasını (aralarını) açmak (bozmak)
- Arayı açmak
- Arka arkaya vermek
- Arka çevirmek (birine)
- Arkasını çevirmek (birine, bir şeye)
- Armut piş ağzıma düş
- Arpacı (arpağcı) kumrusu gibi düşünmek
- Asabına dokunmak (asabını bozmak) (biri, bir şey)
- Aşırı gitmek (aşırıya kaçmak)
- Aşka gelmek
- Askıya almak (bir şeyi)
- astarı yüzünden pahalı olmak (pahalıya gelmek)
- At başı (gitmek)
- Ateş açmak (birine, bir şeye)
- Ateş almaya mı geldin?
- Ateş püskürmek
- Ateşe atmak (kendini, birini)
- Ateşle oynamak
- atma Recep din kardeşiyiz
- avuç (avucunu) açmak
- Avucunu yalamak
- Ayağa düşmek
- Ayağa kaldırmak (birini, herkesi)
- Ayağı (ayakları) yere değmemek
- Ayağı Yerden Kesilmek
- Ayağına (ayaklarına) kara su inmek
- ayağına (ayaklarına) kara su inmek
- Ayağına dolaşmak (dolanmak)
- Ayağını denk almak
- Ayağını sürümek
- Ayak basmak (bir yere)
- Ayak diremek
- Ayak uydurmak (birine, bir şeye)
- Ayaklı kütüphane
- ayazda kalmak
- Ayıkla pirincin taşını
- Ayranı kabarmak
- Ayvayı yemek
- Ayyuka çıkmak
- Bacak kadar
- Bağrına basmak (birini)
- Bağrına taş basmak
- Bahis açmak (bir şeyden, kimseden)
- Baklayı Ağzından Çıkarmak
- bal dök de yala
- Balık kavağa çıkınca
- balon uçurmak
- balta olmak
- Baltayı taşa vurmak
- Bam teline basmak (dokunmak) (birinin)
- Bana (sana, ona) göre hava hoş
- baş almak (bir şeyden)
- Baş başa vermek
- Baş eğmek (birine)
- Baş göz etmek (birini)
- bas! (veya bas git)
- Başa çıkarmak (bir işi) (birini)
- Başa çıkmak (biriyle)
- Başa kakmak
- Başı darda (kalmak, olmak)
- Başı göğe ermek (değmek)
- Başımla beraber
- Başına bela sarmak
- Başına buyruk
- Başına çıkarmak (birinin)
- Başına çorap örmek (birinin)
- başına devlet kuşu konmak
- Başına iş açmak
- başında kavak yeli esmek
- Başında paralansın (parçalansın)
- Başından savmak (bir şeyi, bir kimseyi)
- Başını alıp gitmek (kaçmak, savuşmak)
- Başını Bağlamak
- Başını şişirmek
- Başını yemek (birinin)
- Başının çaresine bakmak
- Basıp gitmek
- Baştan savma (iş)
- baykuş gibi
- bayramlık ağzını açmak
- Bel bağlamak (birine, bir şeye)
- Benzi atmak (uçmak)
- beşiğini sallamak
- beti benzi atmak (solmak, uçmak, kül kesilmek, kireç kesilmek)
- Bey gibi yaşamak
- beyni kaynamak
- Beyni sulanmak
- Bin dereden su getirmek
- Bindiği dalı kesmek
- bini aşmak (bir şey)
- Bir baltaya sap olmak
- Bir eli yağda bir eli balda (olmak)
- Bir içim su
- bir köşeye atılmak
- Bir kulağından girip öteki (öbür) (bir) kulağından çıkmak
- bir sözünü iki etmemek
- Bir taşla iki kuş vurmak
- Birbirini yemek
- bire bin katmak
- Bıçak kemiğe dayanmak
- bıyık altından gülmek
- boğazı düğümlenmek
- Borç bini açmak (borç gırtlağa çıkmak)
- Boşa gitmek
- Boy atmak (boya çekmek)
- boyunun ölçüsünü almak
- Bozuk çalmak
- Bozum olmak
- Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu
- Buluttan nem kapmak
- Burnu büyümek
- Burnu havada (burnu büyük, burnu kaf dağında)
- Burnu sürtülmek
- Burnu yere düşse almaz
- Burnunda tütmek (bir şey, yer, kimse)
- Burnundan (fitil fitil) gelmek
- Burnundan kıl aldırmamak
- Burnundan solumak
- Burnunu sokmak (bir şeye)
- burnunun dibine sokulmak
- Burnunun dikine (doğrusuna) gitmek
- burnunun dikine gitmek
- Burun kıvırmak (bir şeye)
- Büyümüş de küçülmüş
- Buz kesilmek
- caddeyi tutmak
- Cadı kazanı
- caka satmak
- çalım satmak
- çam çevirmek
- çam devirmek
- Can almak
- Can atmak (bir şeye, bir şey yapmaya)
- can bulmak
- Can damarına basmak
- Can derdine düşmek
- Can havline düşmek
- Can vermek
- çanak tutmak (açmak) (bir şeye)
- Candan (canından) geçmek
- Canı çıkmak
- Canı istemek (bir şeyi)
- Canı sıkılmak
- canına ezan okumak
- Canına susamak
- Canına tak demek (etmek)
- Canından etmek (birini)
- Canını acıtmak
- Canını almak
- Canını cehenneme göndermek
- çarkına etmek (okumak)
- Cart kaba kağıt
- Cartayı çekmek
- çenesi düşmek (durmamak)
- çenesini (bıçak) açmamak
- Çetele tutmak
- çevir kazı yanmasın
- ceviz kırmak
- çiçeği burnunda (çiçeği burnunda, çamuru karnında)
- Ciğeri sızlamak (parçalanmak)
- çile çekmek
- çile doldurmak (çıkarmak)
- cin olmadan şeytan (veya adam) çarpmak
- çizmeden yukarı çıkmak
- çığır açmak
- çıngar çıkarmak (koparmak)
- cızlamı çekmek (cızlam etmek)
- Dağ (doğura doğura bir) fare doğurmuş (doğurdu)
- Dağdan gelip bağdakini kovmak
- dağlara taşlara
- Daldan dala konmak (atlamak)
- Dalga geçmek
- dalgaya düşmek (gelmek)
- dalgaya getirmek
- Damarı tutmak
- Damarına basmak
- Darda kalmak
- Darısı (dostlar) başına
- davete icabet etmek
- davultozu
- Dediği dedik (çaldığı düdük)
- delik deşik olmak
- Demir atmak
- Dertsiz başını derde sokmak
- deve olmak
- Devede kulak
- deyip de geçmemek
- dili bir karış dışarı çıkmak (veya sarkmak)
Bu site kaynak olarak "TDK Büyük Türkçe Sözlüğü" kullanmaktadır. Ancak Türk Dil Kurumunun resmi sitesi DEĞİLDİR!.
Eş Anlamlısı, halk dilinde, halk ağzı, ne denir, eski dilde, mecazen, bulmacada ..
TR-Sözlük © 2020