– Deniz, dağ, ova, orman vb.nin oluşturduğu fiziksel dünya.
– insan eliyle büyük değişikliğe uğramamış, doğal yapısını koruyan çevre, tabiat.
– içinde canlıların yaşadığı yerküre, çevre. Tabiat.
– insanın koyduğu kuruluşlar, biçimlerle (kültür, sanat, teknik) karşıtlık içinde, kendi kendine oluşan, biçimlenen.
– insanın karşısında olan, ona yabancı, bu yüzden de bilinmeyen, kendi gücünün üstünde olan, onun dışında olan. 4
– insan yaratısı kültürün dışında kalan, içinde insanın da bulunduğu tüm canlılarla cansız nesneler, dünya, evren ve bunlarla ilgili olaylardan oluşan düzen. bk. kültür, çevre.
– insan etkinliklerinin dışında kendi kendini sürekli yeniden üreten ve değiştiren, canlı ve cansız maddelerden oluşan, doğal kaynakları sağlayan ortam.
– insan etkisi ve katkısının dışında var olan maddeler, nesneler, olaylar ve etkileşimlerin tümü.
– Kendi kuralları çerçevesinde sürekli gelişen, değişen canlı ve cansız varlıkların hepsi, tabiat, natür.
– Bir kimsenin eğilimlerinin, içgüdülerinin hepsi, huy.
– Baba hindi
– doğu
– doga
– Aşık kemiğinin üst ve düz olan yanı.
– Küçük kulaklı davar
– Her var olanın doğuşunda özünü kuran şey.
– Bir üretim faktörü olarak üretimin gerçekleştirildiği toprak, deniz, göl, ırmak, atmosferin bir bölümü gibi her türlü ortam.
– Canlı ve cansız maddelerden oluşan varlıkların hepsi, yer küre, tabiat.
– Bilincin dışında bilinçten bağımsız olarak var olan, sürekli devim ve değişim içinde bulunan ve sonsuz görünüş biçimleri içinde insanı çevreleyen acun.
– Var olan her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü.
– Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü.
– ing. nature
– Osm. tabiat