– Etkin olma durumu, bazı etkileri oluşturma yeteneği, müessiriyet.
– Bir işletmenin, bir kurumun belli bir alandaki eylemi, faaliyet, aktivite
– fel. Fiilde bulunanın, etkin olanın niteliği.
– ruh b. Bir canlının iç veya dış uyaranların etkisiyle giriştiği çalışma durumu.
– top. b. İnsanın çevresiyle arasındaki iliçkileri düzenleyen her türlü eylemi.
– İnsanın, çevresiyle arasındaki iliçkileri kuran, düzenleyen ve denetleyen eylemleri.
– Bir genin ya da gen kombinasyonunun fenotipte kendini gösterme sıklığı. Etkinlik, sahip olduğu genotipi, fenotipinde gösteren bireylerin populasyondaki oranıyla tanımlanır.
– Çocukların, kendi amaç ve gereksinmelerine uygun geldiği için isteyerek katıldıkları herhangi bir öğrenme durumu.
– Eylem gücü, etki gücü.
– Eylemde bulunanın, etkin olanın niteliği.
– Etkide bulunmak için yapılan atılım.
– Bir ışımetkin çekirdeğin içinde oluşan çekirdeksel bozunumların birim zamana düşen sayısı, bk. ışımetkinlik.
– Enaz çaba veya maliyet ile ençok sonuç elde etme kapasitesi. krş. iktisadi etkinlik, teknik etkinlik
– bk. etkin kestirici.
– Gaz karışımında ya da sıvı çözeltide bulunan bir özdeğin etkin derişimi.
– Bir ışınetkin özdekte birim zamandaki parçalanma sayısı.
– Bir radyonüklid içinde, dt zaman aralığında oluşan nükleer dönüşüm sayısına dN denilse, dN’nin dt’ye bölümü (A). A=dN/dt
– Osm. faaliyet
– Bir canlının içinde geçen ya da kendisinin giriştiği çalışma durumu.
– Bir özdecik, öğecik ya da yükünün erke ve işlemi etkileme yönünden daha güçlü, daha elverişli olması durumu.
– Kimyasal gerilimi logaritmik hız ve büyüklük olarak veren nicelik.
– İlaç veya zehirli maddelerin vücuda alındıktan sonra etkisini gösterme durumu, aktivite,
– İlaç molekülünün almaçları uyarma veya baskılama yeteneğinin bir ölçüsü.
– İng. penetrance, activity, efficiency